31 Aralık 2007 Pazartesi

dagdan gelecek bir kız done donee


Ters gidecek ya işler. Yeni yıl arifesinde hasta oldum. Hemde oyle ateşlenme falan deil. Virütik biseymis. Zehirli ishalmi ne diyorlar. Sebze meyve yenmeden iyice yıkanmalıymıs falan. Off ya kocaman adam olduktan sonra bile hasta olmak cok koyuyor adama.

Neyse mal mal yatarken iyilesmeyi beklerken dostlar geldi oyle yatarak iyi olunmaz hadi kalk gidiyoruz die. İyice giydirdiler kalın kalın sonra atla arabaya daglara. Biraz arabayla biraz yaya olarak karlı daglarda gezmek. Arada kartopu oynamak. Muzikin sesine abanmak. Bilmedigim dillerde sarkılar dinlemek. Ehh komik bir gruptuk aslında. Yarı alman yarı yunan bir kadın. Onun dilsiz ama feci yakısıklı sevgilisi. 45 yasında hic evlenmemis hayatının bir kısmını amsterdamda yasamıs cokca deli bir kadın. Ve cogu zaman anlamlandıramayan ne yaptıgını yunanistanda bir turk genci. Neyse dag havası iyi geldi kendimi iyi hissettim. Anladımki hasta olmak yıkmıyor adamı hasta oldugunu bilip evde kurtlanmak ilgi beklemek tuketiyor insanı. Neyse sonra yine atladık arabaya. Olimposun dahada yukseklerine cıktık. Kucucuk bir koy. Kimse gorunmuyor ortalıkta. Bir koy kahvesinde yaslı insanlar oturmus rakı icip kagıt oynuyorlar. Bir restorana giriyoruz. 5 kadın işletiyormus burayı. Ehh koy o kadar kucuk ki zaten . geriye kac kadın daha kalıyorki işsiz...

Neyse ben cekiniyorum hastayım kusarım yemiyim die. Kadınlardan birinin kocası dalıyor konuya anlıyor benim yemek istemedigimi. Hasta oldugumu ogrenince ilac bu ilac yemezsen icmezsen iyilesemezsin diyip koca sise rakıyı koyuyor onume. Rakı ki ne rakı. Masaya damlasa eritecek diye korkuyor insan...

Ama biraz keci biraz koyun biraz tavsan yarım tepsi pırasalı ve ıspanaklı borek. Biraz salata bol rakı bol meze. Haklıymıs adam ilac ilac... gecenin bir yarısı yavas yavas sehre inmece karlı olimpostan. Boyle gunde daha iyi anlıyor insan zeusu. Bende yesem oyle kral yemekleri icsem zehir gibi sert bal gibi tatlı rakıları baktıgım gordugum herkesin yanakları kıpkırpmızı olsa gulmekten icmekten saglıktan. Bende tanrı sanardım kendimi oturdugum yerden...

Neyse pek keyiflendim dun. Aklımada guzel gelecek planları geldi. Soyle deniz kenarı kucuk bir deniz koyunde bir ev bahce icinde. Kulubeden hallice. Bahcesinde guzel cicekler. Arkasında bag kendi sarabımı yapacagım kadar asma. Tek dert cicekleri kurutmamak. Uzumleri yetistirmek sarab yapmak en tatlısında kan kırmızı. Dostları beklemek deniz goren genis balkonda oturup hafif demlenirken. Muzik dinlemek. Arada koy kahvesine cıkmak. Amcalarla laflamak. Tavsan kanı cay icmek. Koyun delisine takılmak. Bol kitap okumak aksamları somine karsısında.

Ama oyle yol uzeri bir yerde olmalı. Dostlar sık sık gelmeli. Yalova taraflarında. Yada mudanya – gemlik. Ne guzel rum koyleri var oralarda.

Çabukmu yaslanıyorum acaba...

22 Aralık 2007 Cumartesi

renew

Cok uzun zamanmı oldu yine yoksa banamı uzun geldi. Neler yapıldı neler. Uzun uzun yollar gidildi. Cok kimseyle, cok insanla ozlem giderildi. Eskiler yad edildi. Bol icildi. Bol takılındı. Sonra geri dondum yine yeni memleketime yunanlar diyarına. Cok sukur dedim. Nasıl zormus hayat orada. Herkez bir kosturmacada. Bandırmada sınava giren insanlar. Hala ders calısmaya debelenenler. Her sınav zamanı aynı geyik. Hocalar, sınavlar, butunlemeler. Daraltıyor insanı. Bandırmadan kurtulmak, kurtulmus olmak ne buyuk huzur ne buyuk mutluluk. İstanbul farklımıki. Kosusturan insanlar, herkes derlirmis gibi. Herkes mutsuz. Herkes sanıyorki dısarı cıksam biraz icsem bir kac kadın gorsem rahatlarım mutlu olurum. Mutlu olmak ne, keyif almak ne. Keyif aldıgın hersey mutlu edermi seni. Onuda gectim gercekten bumu istedigin gunduz deliler gibi calısıp aksam bara gidip icmek??? Parti kovalamak.

Neyse sanırım gercekten mutluyum burada. bir 6 ay daha kalıcam sanırım eger gazım gecmezse. Bir 6 ayda atina tozu yutucam. Yavas inis yapacam vatan topragına.

Meike gitti...

İlk onu tanımıstım burada. 13 aydır buradaydı. Pek bir kardes benimsemistim. 19 yasındaydı pek gaza getirirdi insanları. Pek eglendirirdi. Ondan sonra biraz daha zor olacak burası. Bi o gitmesindi ama bi o gitti. Dahada kotusu onun icin yapılacak partiyi bile beklemeden gitti. Simdi parti onsuz ama onun adına yapılacak. Mutlu ol meike.

Yapılacak en uzun yol nedir kac saat surer???

Sanırım bu dalda rekoru uzerimde bulunduruyorum. 27 saat aktarmalarla birlikte tren yolculugu. Trenden indikten sonra iki gun boyunca sallanmaya ve tren sesi cıkarmaya devam ettim. Tıkıtın tıkıtın tıkıtın....

Baska neler olmus. Cenk taner kargada cıkmıs. Ehh besiktas uzerinden vapurla karsıya cenk taner dinlemeye. İstanbulda yapılacak en keyifli sey deilmi. Yaptım. Kankam yeniden yazmaya baslamıs. Okumak lazım. Allah onada sabır versin. Cok yazsın cok okuyalım. Krismıs gelecekmis. Gelsinmis heryer ne guzel ısık ısık olmus. Ama karsı bakon bokunu cıkarmıs. Kıp kırmızı masmavi yem yesil ısıklar. Balkon onlarla kaplı bir yanıyorlar bir sonuyorlar. Bogaz koprusu halt etmis yanında. İnsan pavyonda uyuyor sanıyor kendini. Tasla kırılmayacak kadar coklar. Komple apartman yakmak lazım. Kundakcılıgın cezası neki burada...

Bide tez zamanda nesli bulunmalı capkınlık dersi alınmalı. Bir alman bulundu bunyede icki coktu. Tavlanmak uzere kenara cekildi. Sonra 3 saat boyunca kadını bitirildi. Nasıl sardım bu leş moda bilmiyorum. Hayatın ne kadar boktan ve cekilmez oldugu ile ilgili 1 saat. Kendimle ilgili bir saat. Sonra hayatın cekilmezligi ile ilgili 1 saat daha konustum. Kacamadıda hapsettim kitledim. Sanırım ben saldıktan sonra direk intahar etmistir. Bir hatun daha mındar edildi. Affımı diliyorum alman ırkındanJ

26 Kasım 2007 Pazartesi

temize cekiyorum...


Zor gunler gecti gitti. Uzuun 2 hafta icine ne cok sey sıgdı. Önceki hafta tum aile ziyarete geldi. Anne baba kardes. 15 sene falan sonra yasanan ilk aile gezisi. Su amerikan filmlerinde hep beraber bir station wagonun icinde buyuk kanyona giden baslarına olmadık seyler gelen insanlar geldi aklıma hep. Basta nasıl olacak diye cekinmistim. Birbirinden zor 4 insan aynı arabada gunler gecirecek. Kesin basımıza bisey gelecek. Ehh aramızda gozluklude olmadıgına gore en sisman olan yanı ben giderim diye dusunuyordum. Ama olmadı cok keyifli gecti. Ne arabada beraber sarkı soylenen film kareleri oldu nede histeri nobetleri kavgalar. Tam tadındaydı. Tadı damagımda kaldı. Ama yinede bir ara inegolde calısabilirim bunun nesi kötü ki diye dusunen ben gercege bir adım daha yaklasıp. Hala hayattayken olmaz die soz verdim kendime gorucez...

Ehh sonrasında cok eglenen herkez gibi kendime döndüm. Cok savsakladım uzun zamandır kendi canımı sıkmıyorum diyip bu ise kostum. 5 gunluk izin ardından kopek gibi calısmak. Capkınlık ugruna maymunlasmak soysuzlasmak. Birbirini izledi. Neyse sonra karar verdim. Hayatımın kara sayfalarını temize cekmeye. Bu tabiiki kendimi aklama girisimi deil. Oylesi yeterince acılı olmaz. Oturup tum acı verenleri tek tek hatırladım. Kabuk tutmusların kabuklarını kaşıdım. Hepsini alt alta yazdım. Ama toplamadı. Ayrı ayrı hesapladım. Sonra oturup nie dusundum. Cevap kolay.

Bu salak hayatta hep tenefus yasıyorum hiç yok canımı sıkacak bir derdim. Hep okul bahcesinde kosturmaca. Ee sıkıcı bir dersin sonunu beklemedikten sonra. Derste delirip gerilmedikten sonra sonraki dersin birazdan baslıyacak olması kaygısı olmadıktan sonra tenefuste olmanın ne anlamı var. Hayat bana sıkıntı vermezsen kendi sıkıntımı yaratıyorum. Kolay oluyor tafsiye ederim.

Neyse yeni hafta yine bir barda oturup karanlık sayfaları temize cekicem. Taki biri gelip benimle konusana yeni bir sacmalıgın icine sokana kadar...

locomundo


Yunanistana geldiimden beri ilk kez adam gibi muzik dinledim. Yine hadi gidiyoruz cumlesini takip eden nereye sorusu olmadan düstüm insanların peşine. Konser.. grup ismi locomondo. Cok alımlı. -Neciymis bunlar... –regi yapıyorlarmıs ska yapıyorlarmıs; eski yunan turkulerini skaya regiye cevirmisler. – cok sıkıcı geldi kulaga olsun buraya kadar geldiksek girelim....

İcerisi şölen. Oyle cılgın bir kalabalık yok. Yunanlılar kıl oluyormus bunlara ağzına sıcıyosunuz guzelim(????) eski yunan sarkılarının die. Sahneye cıkıyorlar cok keyifliler once iki saksafon iki gitar bir bas bir klavye bir davul. Sonra sonra azıyorlar. Bir keman cıkıyor. Baslıyor eski acıklı bir yunan ezgisi calmaya. Gayda yada tulum eslik ediyor. Aradan kaval cıkıyor. Trobonlar trampetler. Davullar mızıkalar adını bile bilmedigim biton calgı... regi baslıyor ska baslıyor. Festival gibi. Solistin azında bir duduk zıplayıp duruyor. En cılgın partide bile kımıldamayan yunanlar kendinden gecmis. Herkez bir oyana bir buyana zıplıyor. Yunanistanda bu cok sasırtıcı. Ama istemesende muzik seni hareket ettiriyor. Yanımdaki kız anlatıyor sonraki sarkıyı. “Yemisim kadınları kimin derdiki gibilerinden bir sarkı. Sararım iki cigara acarım playstationımı pro6 yı sabaha kadar esrar ps.” Sarkıyı tuttum. Sonraki sarkılar daha keyifli. Sanal sekse giydiren. Yunanistan hic sogumaz cıplak dolanalım gibilerinden sarkılar. Bu arkadaslar bu isi orenmek icin bir miktar jamaikada yasamıslar. Bob marleyin ruhunu şad etmeden gecmiyorlar. Cok eglendiler o aksam bende cok eglendim. Yunanistanda bile cok tanınmıyorlar. Ama bir yerlerden bulursanız dinleyin derim keyifli adamları

5 Kasım 2007 Pazartesi

Party Animal...


Eksi sozluk soyle diyor bu baslık altında

*sabaha kadar dans etme potansiyeline sahip kişilere verilen ad. bunlar abartmışlardır her gece dışarı çıkıp, şafak ağırana dek dans ederler. hiç bir parti kaçırmazlar. bir kısmı -muhtamelen çoğu- boş insanlar olup, tek özellikleri partiden partiye akma olabilir.

Ve onun akabinda bide soyle diyor

*partilere alkollu dansli ortamlara gitmekten zevk alan ve aldiran insanlara denilen ingilizce bir sifat.

Simdi dans etmekten hoslanmayan ve insan saglıgı icin bu eylemim cok zorda kalmadıkca kullanmayan.(zorda kalmaktan kasıt vahsi bir hayvan saldırısına karsı savunma amaclı yada dugunlerde zorla oynatılma gibi olaylar) bir hilkat-ı abideyim. Ama niyeyse yunanda pek alıstım bu parti ortamlarına. Hafta sonu bilmem kac derece atesim oldugu halde surekli ilac kullandıgım ve halsiz oldugum halde selanige partiye gittim. Ve kurduum cumleye kendim bile inanamadım. “bu parti kacarmı olm” Tabiiki hala dans etmiyor karizmayı ve insan saglıgını koruyorum. Ama yasananlar cok keyifli sarhos olanlar (ben dahil neredeyse herkes) dusup kalkamayanlar, gaza gelip soyunanlar, gece yanlız uyuyamayacak kadar sarhos olanlar. İste bu son maddeye dahil insanlara eslik etmek buradaki en onemli eglencem.tabii bunuda sadece gonulluluk kisvesi altında yapıyorum.

Bide bu partiler bana cok sey kazandırdı bilgi olarak. Assagıda ogrendiklerimi sıralıyorum.

*içmek pahalı bir eylem.

*sen sarhos olursan herkes sabah sana guler, hep beraber sarhos olursak adı super eglendik olur

*tum dunyadaki sarhoslar aynı.

*tum dunyadaki kadınlar aynı.

Ve simdi hatırlamadıgım bir cok sey ama son madde gercekten ibret verici. Ustadlardan biri yanlıs hatırlamıyorsam mark twain soyle buyurmus “Tanrı erkeği yarattı, sonra da sıkılmasından korktuğu için ona kadın verdi. Kısa bir süre sonra Tanrı pişman oldu ve kadının erkeğin canını sıkmasından korkup, ona tütün yolladı”

Neyse bu kadın olayı canımı sıkmaya basladı. Kendimi tum kadınlardan uzak. Erkeklerden (tabiki gay olmayanlardan) kurulu bir adada ilme bilme vermek istiyorum.

29 Ekim 2007 Pazartesi

flut



Kelimeler yada onlarla kurdugumuz cumleler ne kadarda yetersiz duyguları anlatmaya. Ne kadar sinirli yada ne kadar mutlu oldugumuz anlatmak için onlarca kelimeden olusan cumleler kuruyoruz ama hala biseyler eksikmis gibi geliyor hic anlatamıyoruz içimizdekileri. Başka bisey kullanmalı cümlelerden başka bisey. Belki müzik. Yanımda flüt taşıcam artık. Sevgiye ihtiyacım oldugunda yavşakca bir melodi tutturup birinin sacımı oksamasını beklicem yada birine ne kadar kızdıgımı anlatmak icin carmina buranadan daha acımasız bir parca calıcam kacacak delik arıcaklar. Yoksa turkce inglizce yada herhangi bir dil yeterli deil duyguları anlatmak icin.

Nerden geldi bunlar aklıma. Gecen biri hayatımda duydugum en guzel iltifatı fısıldadı. Cok dengeli birisin. Ne kadar guzel bir cumle. Daha once birkac kez cok yakısıklı cok cekici ço zeki oldugumu dusunmustum. Sonra biraz bekleyince gecti tabii. Ama dengeli biri oldugumu hic düsünmemistim. Cok hosuma gitti. Ama cevap veremedim. Kabaca tesekkur ederim desem dengeli kişiligime zeval gelebilirdi. Cok yetersiz olurdu bir kac dakika once parasını odedigim birayı getiren adamada tesekkur etmistim. Farklı bisey yapmak gerekiyordu. Ama bulamadım Soyleyecek bisey. Evet oyleyim diyip geyige vurdum. Ama cok icimde kaldı. Keske yanımda flütüm olsaydı ve calmayı bilseydimde mutlu sevincli melodiler ufleseydim onun icin..

Neyse kuzeydeki arkadasların icine su serpecek bir haber vereyim bide buralarda sogumaya basladı. kaloriferi acıyoruz sabaha karsı soguk oluyor diye bazen.:)

Bide bazen dogru yerde oldugumu hissediyorum. İşe 12de gidiyorum. Hava guzelse bu havada calısılmaz die ofisteki gazlayıp rakı içmeye kandırıyorum. Gece ictikten sonra paça içmeye gidiyorum mesela. Lokantaya gidip pilav ustu ciger yiyebiliyorum. Hem uzagım oradan hemde sevdigim seyleri yapmaya devam edebiliyorum. Bu aralar cok iciyorum cok geziyorum. Ozume donmeli kendimi sıkıntıya sokmalıyım. Dert etcek biseyler bulmalıyım. Boyle lay lay lom hayatmı olur. Evs dediin yan gelip yatma yerimidir??? Bide insiyatif aldım organizasyona site yapıyorum. Cok onemli bisey yaptıgımı dusunduklerinden ve yaptıgım işten zerre kadar anlamadıklarından. Cok saygı duyuyorlar. Bir dedigim iki edilmiyor bu aralar. Kahvem ayagıma kadar geliyor. Yok yok dogru yerdeyim...

20 Ekim 2007 Cumartesi

19 Ekim 2007 Cuma

Geyik ...


Ev işlerinden erinmiyorum. Tamam cok sevdigimi soylemem belki ama senelerdir bekar hayatı bir noktadan sonra hayatın rutini oluyor. Tamam tamam okuyanların hafif imalı sırıtışını görür gibiyim. Çok temiz çok düzenli biri değilim kabul. Bilen bilir öyle bulaşık yıkamakta fazla lüxtür her gün yada her hafta. Ama bu çamaşır olayı beni bitiriyor. Yahuu insan kendini bir garip hissediyor. Makinadan temiz mis kokan (ıyyy ne diyorum) çamaşırları alıp iyice çırpıp tek tek ipe asmak. Sonra onları tekrar almak. Adam gibi dürmek.(adam gibi??) çorapları eşlemek, nasıl oluyor anlamıyorum ama hep bir tek fazla cıkıyor. Sizde az cıkabilir bir tek bende hep fazla:-) yaa bana bu eylem cok kadınsı geliyor. Kadınsıda değil kızsı. Balkonda sevgilisinin arabasıyla gecmesini bekleyen yada komsulara nispet yapan kızlar gibi hissediyorum. Ve benim vücudumda birinin kendini genc kız gibi hissetmesi cok tehlikeli:) neyse bu son camasır yıkamıyorum yada yıkasam bile ıslak ıslak giyiyorum yeter bee. Yada bundan sonra camasırları derede yıkıcam taşlara vura vura vura. Erkek gibiiii....

Allahım sen beni, ailemi ve tüm inananları ispanyollardan koru..

İspanyol ev arkadasımdan bahsetmistim. Kendisi afeti devran, yek pare-i sütun. Ateş-i beden... ama kardeşim cok salak. Daha öncede bir ispanya deneyimim olmustu. Ve şöyle bir olay vuku bulmustu. İspanyola sorulan soru “ bilmem nereye giden tren nereden kalkıyor” ispanyol şahsın cevabı “tren istasyonundan” olmustu.

Ama bu benim ev arkadası tum ispanyolları dehşete düsürecek kadar salak. Kendisine bir soru sordugumda that was a question(bu bir soruydu) demeden cevap almam imkansız. Oda her seferinde bu cumleden sonra uzun uzun dusunuyor. Bu sefer cevap vericek galiba diye umutlanıyorum her seferinde. Lakin gelen cevap evet yada hayır. Soru ne olursa olsun. Yarınki ders kacta sorusunun cevabı hayır mesela... bide bu şahsiyeti mal bugün düstü. Sandalyeden düstü neden bilmiyorum oturuyordu düstü. Ama alışmaya baslıyorum artık....

Neslihana....

Yahu hepinizi cok ozledim. Herkesi ozledim. Ama nedense neslihanın yazdıkları bana hala gaz veriyor. Gerek blog spotuna yazdıkları gerekse zamanında bana gonderdigi neli bülteni adındaki evs anıları. Defalarca okuyodum. Defalarca daha okucam. Hep gülücem aynı seylere bir ispanyol gibi. Hep daha cok gaza gelicem. Sonra blogunu okucam. Daha cok gaza gelicem... daha cok yaz nesli bee. Gercekten ihtiyacım var...

Kankama...

Kankaaam hocam habersiz kodun beni. Biseyler soyle. Haber ver. Yada daha iyisi ukranyalı bir kadın bul. Onun uzerine yaz onu gonder....

Wahiii....

Dün gece aydınlandım. Gelen bir vahi gibi, kafamın uzerinde cıkan bir hare, üzerime düşen nur gibi... hersey içmekle başladı. Içtim. Sigara ictim icki ictim, and içtim.içtikçe hatırladım; içtikçe açıldım; içtikçe ayıldım. Sabaha kadar içtim, sabaha kadar düşündüm, öğrendim.

Aslında öğrenmedim. Zaten biliyordum. Sadece hatırladım. Bildiklerimi çok derine atmışım içimde. Müzik ve içmek yolum oldu. Yürüdüm hatıralara kadar yürüdüm. Derinlere kadar yürüdüm. Bandırmayı hatırladım. İlk yılımı, ikinci yılımı. Sonraki yıllarımı. Adanayı hatırladım. Evimi hatıladım. Eski sevgililerimi hatırladım. Gerçekten öpüşlerimi hatırladım. İnegölü hatırladım. Başlangıcı hatırladı. Herşeyin başladığı günleri zamanları. Mekanı hatırladım. Bir birayla sarhoş olduğum günleri hatırladım. Kurduğum hayalleri hatırladım.

Çok değişmişim. Çok sadakatsizmişim. Hayallerime, kendime. Onu hatırladım...

Çok kaybetmişim; hayallerimden çok uzak düşmüşüm. Gerçek anlamda düşmüşüm. Kendime oynamışım kendimle oynamısım. Ki hiç rol yapamazdım. Sadece kendimi kandrırabiliyormusum demekki... Biliyorum yapacagımı ama. Süründürecegim kendimi. Daha beter olucam. Dibe vurucam. Belki o zaman düzelirim ve vaz gecerim kendimi satmaktan.

Düzelirmi bu günden sonra herşey...

Göreceğiz...

Başka Bir Dünya Mümkün.

Enas Allas Kosmos Eine Efiktos.

15 Ekim 2007 Pazartesi

iste gunes..


Bu sefer bir sarkıyla baslamak istiyorum... cok eski bir sarkı seneler oldu dinlemeyeli.. sözlerini birle tam hatirliyormuyum bilmiyorum... ama hatırladıgım kısmı duygularımı iyi anlatıyor..
İşte güneş hiç batmadıki
erir kanatlarım cıkarsam yükseğe
yas cok gecti bırak bu işleri diyorlar...
bıkmıstım sefaletten
nefes almaktan vermekten
onun haberi bile yok ne kadar cok sevdigimden
bıkmıstım okullardan
ceketten kravattan..
burada ögrendim iyi bir parti en az iki gun sormeliymis. oyle surdu. cuma cumartesi parti pazar leş gibi yatıldı. cok içildi. gercekten cok icili. 50 kişi 60 kişi eglenildi evde 25 kişi yatıldı. koyunlara guzel kızlar yakısıklı cocuklar alındı. skor yapıldı. farklı ulkeler farklı milletler denendi.. polis geldi. polisler geldi. hatırlamıyorum kac kez geldiler. ne kadar geldiler. gercekten cok icildi. yine parti olmalı yine eglenmeli ama sonra. hemde ev sahibi olunmamalı. neyse serin gelmeli. 1 ayı bende doldurdum cuma gunu. iyi iyi . artık yabancısı sayılmam buranın. oturdugum yere ev calıstıgım yerede ofis demeye basladım. ne cok seviyorum herseyi aynılastırmayı. bide merak ediyorum bir kezde sarhos olmayan biriyle olmayı... cok zaman gecti uzerinden bunu yaşamayal....
ı

7 Ekim 2007 Pazar

yahu ne zaman gelecek bu kış


Yahu bunalmaya başladım kar kıyamet beklemiyorum ama kıs geliyor sunun surasında diyip yanıma adam gibi tshirt bile almamıstım hala sıcak hala uzun kollu giyilmiyor. hala sivri sinekler gecemi bitiryor. yeter yahu ne uzun yazmış..
kankama selamlar. polonyada cekilmez bu mevsimde beee

6 Ekim 2007 Cumartesi

Aşk acıtır...


Yahu takdiri ilahimidir, uzak oldugun için duydugun ozlemmidir, boşlugun verdigi gazmıdır bilinmez. Benim inancım ask oldugu ve askın olmadık zamanda geldigidir. Ask bu olmadık zamanda gelir maddi ve manevi tamiri imkansız hasarlar verir ve gitmez o sabittir. Uzak olursun cok ozlersin yakınken neden soyleyemedim dersin; elimi uzatsam yakalayabilirdim. En kotu ihtimalle bir otobus mesafesindeydi. Adam gibi hoscakal bile diyemedim. Simdi daha sık dusunur oldum. Soru; düsündügün icinmi seversin, sevdiğin icinmi dusunursun. Cevabı bilmiyorum. En azından emin degilim. Ama dusunuyorum seviyorum ozluyorum. Sevdigimi soyleyemiyorum. Anlatmaya calısıyorum ama soyliyemiyorum onun yerine ozluyorum diyorum.

Aşka düşersin resimdeki gibi. Aşka carparsın. Askından ölürsün. Ask iyi bisey olmasa gerek bu kadar acı verdigine gore. En azından acısını biliyorum.

PS: resme tıkla...

2 Ekim 2007 Salı

bittim ben...



bugun cok calıstım. saat 11 gibi basladım calısmaya 5 ti odadan cıktım. ne yaptım yeni alınan 2. el bilgisayarları temizledim. iclerini actım bakımını yaptım vs. lakin işimi cok ciddiye aldım ramleri ana güc kaynagını hatta cpu yu bile cıkarıp temizledim. 6 bilgisayar. sildim. sonra ne oldu 6 bilgisayarda calısmıyor. neden cpuların pinlerini kırmısım neden? onlar oyle sokulmuyormus. ne yaptım peki kactım. cocuklar altına kaka yapınca kacıp saklanırlar ya aynen oyle. yarın ne yapcam bilmiyorum. yahu organizasyonun 6 "altı" bilgisayarını bozdum... yuh bana hayuuu. ne zaman cok calıssam basıma bisey geliyor. bir guc benim salısmamı istemiyor...
düsündürücü...

aptal yunanca...

bu adamlar bu dili kullanılmasın die bulmuslar. hadi alfabeyi soktun diyelim. ki ben daha harflaren adını bile ezberleyemedim. tum dunyanın beta dedii harfi nie veta dersin. gider onu bide v die okursun. sonra alfabeye b yi koymazsın. adamlarda harflerin cogu yok. ama alfabe 24 harf. nie cunku 3 yada 4 tane i 2 tane o .... hocam biraz kafa kullanmak lazım, tasarruf zamanı. ondan sonra m ile p yi yan yana koy d okucam die. bide o var. tam okumayı söktüm harfleri ayırt etmeye basladım bu sefer bilesik harfler cıktı. bilmem neyle bilmem ne yan yana gelince baska harf oluyor yahuu zaten normalde 3 tane i var alfabede bide harflerin bilesiminden i yapmaya ne gerek var bide g gibi bir kac harfimiz var. harf gama ge okuyolar ama bazende y okuyolar bazende hhhhhhh okuyolar. yok bizim hocanın bizimle dalga gectiini dusunuyorum yoksa canım boyle dilmi olur...

29 Eylül 2007 Cumartesi

on arrival

On arrival...

45 tane avrupalıyla aynı seminerde olmak. Hiç bu kadar sinirlenmemistim. Yunanlar ozellikle icince sabrımı zorluyorlar. Derdim ulkemi savunmak milliyetcilik yapmak deil. İşim olmaz. Ama bir yandanda durup durup laf sokmaları tartısma baslatıyor. Onun dısında aaa sen diger turklere hiç benzemiyorsun cumlesini 3 milyon kere duydum. Once aman göcmenler aman adaptasyon ama zor die anlatmaya calıstım. Sonra sıkıldım hayır efendim bende diger turkler gibiyim fırsatını bulsam sizi suracıkta duduklerim tribine girdim. Aaa yeter be. Bile gelmis gormus bilmisler var. Şöyle başımıza şu geldi soyle su olduda boyle duduklendik die. Ufff neyse sinirlendim. Bardaga tasıransa insanların arkasına herkez o ulke hakkında on yargıları yazmas veı arkamdaki kagıdı okudugumda. Avrupanın talibanları die bir yazı gormemdi. Sonraki evsi cin halk cumhuriyetinde yapıcam karar verdim. Yada iranda. Neyse sonuc olarak yunanca fena gitmiyor en azından bazen okuyabiliyorum.bazense okdugumu anlayabilebiliyorum. Sonra aglayasım geliyor. Natural born native speaker...

bi oturma izni alayım ilk durak arnavutluk tiran. Buradan otobus 20 euro. Offf yapacak coksey var ama yapmaya yetecek para yok. Son bir sey aklıma gelen. Burda hersey yunan. Yunan ıspanaki bürek yiyorum. Bizimkinin aynısı ama yunan yemegiymis. Yunan kahvesi ki bizimkinin aynısı. Son olarak gecen gece yunan dansı ettim. Kasapi bizim kasap havasını andırıyor. Muzik ve hareketler aynı ama andırıyor cunku bu yunan. Her sey ok. Ama bardagı tasıran son damla bugun gordugum “ greek tavla” yuh be kardesim...bizde calıyoruz ama edepli calıyoruz.

Memelerini insanın agzına sokarcasına giyinen kadınlar...


Evet bu kadınlardan yunanistanda cok var. Ben benimkileri gostersem hoslarına gidermiydi. Memem var die ayıp canım oyle yanlardan alttan sıkıstırıp insanın ilgisini dagıtmak.. neyse on arrival seminerinden dondum atinadan 6 gundur atinadayım.daha öncede gitmistim. Bi numara yoktu. Ya 3 sene icinde sehir bu kadar değişmis yada biz o kadar gun eglence nerde bulamamısız. Bide super dondurma yapıyorlarmıs. Sonuc olarak sehir bu kadar eglenceli olunca halil ne yaptı. Butun parasını harcadı. Maasımı alana kadar sol kolumu yicem. Hımm peki buna degermiydi. Kesinlikle.iki skor var. Turkiye 1 almanya 0 ve avusturya 0 turkiye 1. ugura duyrulur. Maksadım yarıs icine girmek deil. Aksiyonu baslatmak. HAŞA

23 Eylül 2007 Pazar

ramazan pidesi


Garip yer velhasıl burası bisey almak icin bir gun onceden plan yapıyorum.dukkanlar sabahtan 2 ye kadar acık. Sonra siesta. Yahu bakkal market dedigin gece yarısına kadar acık olur manyakmı bunlar. Pazar sabahı kahvaltı yapabilmek icin sıcak ekmek almaya cıktım. Pazar her yer kapalı. Cumarteside oyle. Nasıl yasıyorlar sigara bitince ne yapıyorlar. Pazar sabah kahvaltı icin bir gun oncesinin ekmeginimi yiyorlar. Farkındayım ekmek konusuna taktım ama cok moral bozucu. Tost ekmegi ile Pazar kahvaltısı hıhhh.

kaç


Hehe tam halillik bir davranıs, olmadımı sıkıldınmı kaç. Neyin olmasını bekliyorsam? gün gibi acık işte hiç olmuyor hiç olmayacak. Aslında bunu bile yapamıyorum. Kaçamıyorum bile. Baksana en uzagım neresi, dertlerimden ancak bukadarmı uzaklasıyorum. Yunanistan. Hahaha gercekten fıkra gibi. Bravo bana. Peki ne değişti. Bol sigara bol içki. Ne kadar farklı seyler yapıyorum burda deilmi. Sıradan olması yetmezmiş gibi simdilik sıkıntı dolu. İnsanlara kendimi anlatmaktan nefret ediyorum. Ama herkes beni soruyor. Ne yapıyorum nasıl yasıyorum. Herkes çicek. Herkes gulumsuyor. Herkes gulumsememi bekliyor. Bu gercekten yorucu; bir sene once bıraktım insanlara gulumsemeyi yoruldum. Neyse ki sıkıldıımı anlayan gelmiyor ustume

19 Eylül 2007 Çarşamba

tanrının özeni..

tanrıya inancım bugun biraz daha arttı. ama bunun tanrıyla değil ispanyol ev arkadasıyla ilgisi var. yahu bir insan bu kadarmı güzel olabilir. kelimeler yettigince ispanyol ev arkadasım:
simsiyah cok uzun olmayan saclar. esmer teni susleyen inci dişler ve yemyesil gözler. surekli uzerinde bir gulumseme olan oval bir yüz. yuvarlak hatla vs vs...
insan yanında bulunmaktan keyif alıyor.. neyse ayılınca yine yazarım

16 Eylül 2007 Pazar

larisadaki ilk hafta sonu...

Geldim gelmesinede ne kadar hazırlıklıyım desemde yinede bir şaşırıyor insan. neyse ilk iki gonun sonunda olanlar. şato kadar bir evde (gargamel şatosu) bir ispanyol bir çek bir danimarkalı bir fransız ve bir turk. evet fıkra gibi ama daha komik olanı fransız olan ev arkadasım ve escinsel. yaw benim gibi adamın i.ne oda arkadası olurmu. homofobinin sonu allah veriyor işte.
simdilik ev cok kalabalık gelen giden hiç bitmiyor. her şehirden insan akın ediyor. bu işte bir yenigi var ama bilemedim...
bunun dısında cek eleman super simdilik insan bu kadar dolu gelebilir. halil halil olalı boyle bolluk gormedi.
ayılınca yine yazarım....

27 Ağustos 2007 Pazartesi

larissa hazırlığı

evet larisaya gitmeye sadece 17 gün var ne vizeye başvurdum ne başka bisey yaptım. ehh bari bu blogu kurdum. buda bir başlangıç dimi ama