26 Kasım 2007 Pazartesi

temize cekiyorum...


Zor gunler gecti gitti. Uzuun 2 hafta icine ne cok sey sıgdı. Önceki hafta tum aile ziyarete geldi. Anne baba kardes. 15 sene falan sonra yasanan ilk aile gezisi. Su amerikan filmlerinde hep beraber bir station wagonun icinde buyuk kanyona giden baslarına olmadık seyler gelen insanlar geldi aklıma hep. Basta nasıl olacak diye cekinmistim. Birbirinden zor 4 insan aynı arabada gunler gecirecek. Kesin basımıza bisey gelecek. Ehh aramızda gozluklude olmadıgına gore en sisman olan yanı ben giderim diye dusunuyordum. Ama olmadı cok keyifli gecti. Ne arabada beraber sarkı soylenen film kareleri oldu nede histeri nobetleri kavgalar. Tam tadındaydı. Tadı damagımda kaldı. Ama yinede bir ara inegolde calısabilirim bunun nesi kötü ki diye dusunen ben gercege bir adım daha yaklasıp. Hala hayattayken olmaz die soz verdim kendime gorucez...

Ehh sonrasında cok eglenen herkez gibi kendime döndüm. Cok savsakladım uzun zamandır kendi canımı sıkmıyorum diyip bu ise kostum. 5 gunluk izin ardından kopek gibi calısmak. Capkınlık ugruna maymunlasmak soysuzlasmak. Birbirini izledi. Neyse sonra karar verdim. Hayatımın kara sayfalarını temize cekmeye. Bu tabiiki kendimi aklama girisimi deil. Oylesi yeterince acılı olmaz. Oturup tum acı verenleri tek tek hatırladım. Kabuk tutmusların kabuklarını kaşıdım. Hepsini alt alta yazdım. Ama toplamadı. Ayrı ayrı hesapladım. Sonra oturup nie dusundum. Cevap kolay.

Bu salak hayatta hep tenefus yasıyorum hiç yok canımı sıkacak bir derdim. Hep okul bahcesinde kosturmaca. Ee sıkıcı bir dersin sonunu beklemedikten sonra. Derste delirip gerilmedikten sonra sonraki dersin birazdan baslıyacak olması kaygısı olmadıktan sonra tenefuste olmanın ne anlamı var. Hayat bana sıkıntı vermezsen kendi sıkıntımı yaratıyorum. Kolay oluyor tafsiye ederim.

Neyse yeni hafta yine bir barda oturup karanlık sayfaları temize cekicem. Taki biri gelip benimle konusana yeni bir sacmalıgın icine sokana kadar...

Hiç yorum yok: