26 Mart 2008 Çarşamba

masal..

Uzandığım yerden kapısı acık banyodan süzülen silüetini görebiliyordum. Sırtı ona donuk. Siyah uzun sacları gelisi güzel toplanmıs. Kafasını lavobaya eğip kaldırıyor ve uzun uzun aynaya bakıyor. Işık tam secilmesine izin vermiyor ama silueti bile guzelligini ele veriyordu. İnce beli esmer teni. 10 dakika kadar oyalandıktan sonra ben çoraplarımı giymeye çalısırken odaya geldi ve uzerine eski gomleklerimden birini gecirdi, önünü kapamaya ugraşmadan. “gerçekten gidecekmisin” diye sordu.

- gideceğimi söylemistim.

- Anlıyorum...

- Anladığını hiç sanmıyorum.

- ....

- ....

- Gömlek bende kalabilirmi seviyorum onu. Hem senden briseyler fena olmazdı. Hatıra anlamında.

- Kalsın. Zaten sen almşstın. Hem buradan bisey goturecegimi sanmıyorum.

- ....

Aslında gercekten neden gittiğimi bilmiyordum. Gidipte ne yapacaktım ki. Ama buradada kalamazdım artık. Değişmeliydi birşeyler en azından ben. Tekrar döndü odada biseyler yapıyormus gibi gorunuyordu ama sadece dolanıyordu odanın icinde. Yüzünde muzip bir gülümseme vardı. Biseyler düsündüğünü kesindi. Ama bakışlarından anlamak imkansızdı. Sormaksa çok gereksiz. Aslında nasıl bu kadar kadim olabiliyor nasıl bu kadar sakin kalabiliyor anlamıs değildim. Usulca yanıma oturdu. Ben hala aynı corapla boğusuyordum. Yüzümü yanaklarımı elinin dışıyla okşayarak çok içme olurmu dedi usulca.

- Neden??

- Bilmem öyle denir ya genelde. Ama yinede cok içme...

Bazen annem gibi davranıyordu. Onun gibi bir annem olduğunu hayal ettim. Zor bi çocukluk geçirmek garantiydi. Bir o kadarda keyifli. Tekrar kalktı banyoya doğru yürüdü. Birden kapıda durup taksiylemi gideceksin diye sordu. Bilmedigimi ama biraz yürümek istediğimi sonrada büyük ihtimalle otobüse bineceğimi söyledim. Gercekten cok anlamsızdı konusmaya calısmak. Ama sessizlik acıtıyordu ikimizide. Peki ya sen die sordum. Sen ne yapacaksın.

- Sen gidincemi. Bilmiyorum büyük ihtimalle koyu bir kahve yapar birazda ağlarım. Henüz düsünmedim tam.

Onu gercekten seviyordum tamda bu yüzden. Neyse neredeyse hazırdım. Şu kahrolasıca cekedim neredeydiki. Dün gece gelince sanırım mutfakta cıkartmıstım. Ben mutfaktayken odadan seslendi.

- Ona benden bahsedicekmisi??

- Bilmem düsünmedim. Ama sanmıyorum. Niye sordun?

Onun gibi konuşmaya başlamıstım halde. Ne kadardır onun yanındaydım ki. Kim bilir. Zaman çoktan yitmişti bizim için.

- Sordum işte. Peki bunca zaman nerede olduğunu nasıl açıklıcaksın.

- Bilmiyorum dedim ya. Bakıcam bir caresine dert etme sen.

- ....

- Neyse sanırım çıkmam gerekiyor artık. Herşey icin teşekkürler. İnanılmaz bir insansın.

- Ya yaaa. Neyse biliyorum bir gün döneceksin. Biraz uzun sürecek. Ama döneceksin. Neyse ben beklemelere alışığım.

Karşıya geçmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Evime dönerken hiç bu kadar heyecanlanmamıştım daha önce. Evim??? Saat daha çok erken uyuyordur kesin. Acaba yanlızmıdır evde. Bunca zaman beni beklemismidir. Belki inip bir kahve içip öğlene doğru gitmeli...

Hiç yorum yok: