26 Ocak 2008 Cumartesi

berlin prag..

Ehh çeke almana gidip yazmamak olmaz dimi. Ucuz ucak atinadan berline. Ucuz ucak kıcıma kadar. Easyjet turk hava yollarından daha iyi. Bikere ucaklar turuncu; hastası oldum. Hostesler cok eglenceli kasıntı deil. Her işini netten halledip ne checkinle ugrasıyorsun ne baska biseyle. Direk ucagın kapısına. Neyse birader ve bir turk heyeti karsılamaya gelmis. Keyifli cocuklar. Almanya keyifliydi. Orada bibucuk sene yasayan biriyle gezmek daha keyifli. Bu bilmem ne kapısı bu bilem ne anıtı. Elinde harita yok. Dil konusunu dert etmek yok(ya pragtaki her bakkal çinli yada biz cinlileri bulduk. Cinliler sadece kendi dilini konussun sadece; bakkalık yapmalarıda engellensin. Ne biliyim daha az konusacakları bir is bulunsun). Yenildi bol icildi. 3 gun kaldım 3 gun yagmur yagdı ama oyle boyle deil. Bardaktan boşandı. Neyse hayatımın ilk semsiyesini aldım. Daha once ihtiyacım oldugunda hep birilerininkini calmıs yada paylasmıstım. Ayakkabılar ömrümü tuketti. O kadar su alıyorduki icine yurudugum yollar kısa surede kuruyor ayakkabılar sunger gorevi goruyordu. Neyse salak botlarım bana berlin hatırası bıraktı en azında sag ayakta 4 yara ve tabanda iki adet su toplaması (su toplaması ne demekki) Berlin renkli sehir gitmeden cok onyargılıydım. Neyse asıl bomba prag. Herhangi bir sehirden sonra praga gidilirse bir onceki sehrin pek olayı kalmıyor gumburtuye gidiyor.

Praga gitmeli. Biz gittigimizde nispeten boştu. Sehir daha cok bizimdi en azından gezerken kimsenin uzerine basmak zorunda kalmadım. Ucuz ama serbet gibi cek biraları. Kafaları cekip sehirde kaybolmaya gidiyorduk sonra. En darı en iyisi mantıgı saatlerce dar sokaklarda dolanıp sonra gorduumuz ilk tramvaya binip iyice kayboldugumuza emin olunca hadi bismillah diyip bildik bir yerlere gelmeye calısmaca oynadık 2 gun...

Neyse aklımda kalan geyikler. Her 10 dakikada biri yanıma yaklasıp kokain lazımmı abi ot lazımmı gibilerinde sormaları. Cok mu keş cokmu umutsuz gorunuyorum bilemedim ki. Tramvay duragındaki haritadan oldugumuz duragı yarım saat arayıp bulamamak. Sonra duragın adı sandıgımız seyin “sigra icilmez” yazısı oldugunu ogrenmek. Hayatında ilk kez striptiz klube gitmek. Ablalardan utanmak. Goz goze gelememek onlara bakmak icin biton para verip iceri girip sadece kacamak bakıslar atabilmek. Aslında etiniz hic ilgimi cekmiyor sadece bir bira icmeye geldim ben tribine girmek ortama komik olmak. Cıkısta kapısında beni buraya gomun die aglamak. Karambole bara girip icerideki tum musterilerin turk oldugunu gormek. Cok sasırmak. Tum turkler bir anda osursa hava en az 2 derece tum turkler aynı anda denize girip işese okyanuslar en az 3 derece ısınırdı die dusunmek. Aman gelmedi simdi aklıma daha cok var anlatacak sey. Simdilik gorduum herkesi kitliyorum.

... murata...

hocam genclik flimi seyrettigimiz gunlerden cayote ugly die bir film vardı hatırlarsan sen pek sevmistin. Filmdeki barın aynısını praga yapmıslar adı prague cayote. Sadece insanların uzerine su atmıyorlar. (ehh eksi bilmem derecede tum musterileri oldurmek pek iyi bir reklam olmazdı) bide dans eden bara cıkıp dans eden barmenler çek. Yani filmdekindekinden daha iyi.

... neyse sonuc olarak ruya gibi bir hafta. Donuste bekleyen milyon tane iş. Saat gecenin 3unde atinaya inip 7de larissaya trene binip 12de evde olup 1de işe gitmeni gerektirecek kadar iş. Olsun ben tekrar ediyorum. Beni praga rio barın onune gomun...:)

Hiç yorum yok: