31 Aralık 2007 Pazartesi

dagdan gelecek bir kız done donee


Ters gidecek ya işler. Yeni yıl arifesinde hasta oldum. Hemde oyle ateşlenme falan deil. Virütik biseymis. Zehirli ishalmi ne diyorlar. Sebze meyve yenmeden iyice yıkanmalıymıs falan. Off ya kocaman adam olduktan sonra bile hasta olmak cok koyuyor adama.

Neyse mal mal yatarken iyilesmeyi beklerken dostlar geldi oyle yatarak iyi olunmaz hadi kalk gidiyoruz die. İyice giydirdiler kalın kalın sonra atla arabaya daglara. Biraz arabayla biraz yaya olarak karlı daglarda gezmek. Arada kartopu oynamak. Muzikin sesine abanmak. Bilmedigim dillerde sarkılar dinlemek. Ehh komik bir gruptuk aslında. Yarı alman yarı yunan bir kadın. Onun dilsiz ama feci yakısıklı sevgilisi. 45 yasında hic evlenmemis hayatının bir kısmını amsterdamda yasamıs cokca deli bir kadın. Ve cogu zaman anlamlandıramayan ne yaptıgını yunanistanda bir turk genci. Neyse dag havası iyi geldi kendimi iyi hissettim. Anladımki hasta olmak yıkmıyor adamı hasta oldugunu bilip evde kurtlanmak ilgi beklemek tuketiyor insanı. Neyse sonra yine atladık arabaya. Olimposun dahada yukseklerine cıktık. Kucucuk bir koy. Kimse gorunmuyor ortalıkta. Bir koy kahvesinde yaslı insanlar oturmus rakı icip kagıt oynuyorlar. Bir restorana giriyoruz. 5 kadın işletiyormus burayı. Ehh koy o kadar kucuk ki zaten . geriye kac kadın daha kalıyorki işsiz...

Neyse ben cekiniyorum hastayım kusarım yemiyim die. Kadınlardan birinin kocası dalıyor konuya anlıyor benim yemek istemedigimi. Hasta oldugumu ogrenince ilac bu ilac yemezsen icmezsen iyilesemezsin diyip koca sise rakıyı koyuyor onume. Rakı ki ne rakı. Masaya damlasa eritecek diye korkuyor insan...

Ama biraz keci biraz koyun biraz tavsan yarım tepsi pırasalı ve ıspanaklı borek. Biraz salata bol rakı bol meze. Haklıymıs adam ilac ilac... gecenin bir yarısı yavas yavas sehre inmece karlı olimpostan. Boyle gunde daha iyi anlıyor insan zeusu. Bende yesem oyle kral yemekleri icsem zehir gibi sert bal gibi tatlı rakıları baktıgım gordugum herkesin yanakları kıpkırpmızı olsa gulmekten icmekten saglıktan. Bende tanrı sanardım kendimi oturdugum yerden...

Neyse pek keyiflendim dun. Aklımada guzel gelecek planları geldi. Soyle deniz kenarı kucuk bir deniz koyunde bir ev bahce icinde. Kulubeden hallice. Bahcesinde guzel cicekler. Arkasında bag kendi sarabımı yapacagım kadar asma. Tek dert cicekleri kurutmamak. Uzumleri yetistirmek sarab yapmak en tatlısında kan kırmızı. Dostları beklemek deniz goren genis balkonda oturup hafif demlenirken. Muzik dinlemek. Arada koy kahvesine cıkmak. Amcalarla laflamak. Tavsan kanı cay icmek. Koyun delisine takılmak. Bol kitap okumak aksamları somine karsısında.

Ama oyle yol uzeri bir yerde olmalı. Dostlar sık sık gelmeli. Yalova taraflarında. Yada mudanya – gemlik. Ne guzel rum koyleri var oralarda.

Çabukmu yaslanıyorum acaba...

22 Aralık 2007 Cumartesi

renew

Cok uzun zamanmı oldu yine yoksa banamı uzun geldi. Neler yapıldı neler. Uzun uzun yollar gidildi. Cok kimseyle, cok insanla ozlem giderildi. Eskiler yad edildi. Bol icildi. Bol takılındı. Sonra geri dondum yine yeni memleketime yunanlar diyarına. Cok sukur dedim. Nasıl zormus hayat orada. Herkez bir kosturmacada. Bandırmada sınava giren insanlar. Hala ders calısmaya debelenenler. Her sınav zamanı aynı geyik. Hocalar, sınavlar, butunlemeler. Daraltıyor insanı. Bandırmadan kurtulmak, kurtulmus olmak ne buyuk huzur ne buyuk mutluluk. İstanbul farklımıki. Kosusturan insanlar, herkes derlirmis gibi. Herkes mutsuz. Herkes sanıyorki dısarı cıksam biraz icsem bir kac kadın gorsem rahatlarım mutlu olurum. Mutlu olmak ne, keyif almak ne. Keyif aldıgın hersey mutlu edermi seni. Onuda gectim gercekten bumu istedigin gunduz deliler gibi calısıp aksam bara gidip icmek??? Parti kovalamak.

Neyse sanırım gercekten mutluyum burada. bir 6 ay daha kalıcam sanırım eger gazım gecmezse. Bir 6 ayda atina tozu yutucam. Yavas inis yapacam vatan topragına.

Meike gitti...

İlk onu tanımıstım burada. 13 aydır buradaydı. Pek bir kardes benimsemistim. 19 yasındaydı pek gaza getirirdi insanları. Pek eglendirirdi. Ondan sonra biraz daha zor olacak burası. Bi o gitmesindi ama bi o gitti. Dahada kotusu onun icin yapılacak partiyi bile beklemeden gitti. Simdi parti onsuz ama onun adına yapılacak. Mutlu ol meike.

Yapılacak en uzun yol nedir kac saat surer???

Sanırım bu dalda rekoru uzerimde bulunduruyorum. 27 saat aktarmalarla birlikte tren yolculugu. Trenden indikten sonra iki gun boyunca sallanmaya ve tren sesi cıkarmaya devam ettim. Tıkıtın tıkıtın tıkıtın....

Baska neler olmus. Cenk taner kargada cıkmıs. Ehh besiktas uzerinden vapurla karsıya cenk taner dinlemeye. İstanbulda yapılacak en keyifli sey deilmi. Yaptım. Kankam yeniden yazmaya baslamıs. Okumak lazım. Allah onada sabır versin. Cok yazsın cok okuyalım. Krismıs gelecekmis. Gelsinmis heryer ne guzel ısık ısık olmus. Ama karsı bakon bokunu cıkarmıs. Kıp kırmızı masmavi yem yesil ısıklar. Balkon onlarla kaplı bir yanıyorlar bir sonuyorlar. Bogaz koprusu halt etmis yanında. İnsan pavyonda uyuyor sanıyor kendini. Tasla kırılmayacak kadar coklar. Komple apartman yakmak lazım. Kundakcılıgın cezası neki burada...

Bide tez zamanda nesli bulunmalı capkınlık dersi alınmalı. Bir alman bulundu bunyede icki coktu. Tavlanmak uzere kenara cekildi. Sonra 3 saat boyunca kadını bitirildi. Nasıl sardım bu leş moda bilmiyorum. Hayatın ne kadar boktan ve cekilmez oldugu ile ilgili 1 saat. Kendimle ilgili bir saat. Sonra hayatın cekilmezligi ile ilgili 1 saat daha konustum. Kacamadıda hapsettim kitledim. Sanırım ben saldıktan sonra direk intahar etmistir. Bir hatun daha mındar edildi. Affımı diliyorum alman ırkındanJ

26 Kasım 2007 Pazartesi

temize cekiyorum...


Zor gunler gecti gitti. Uzuun 2 hafta icine ne cok sey sıgdı. Önceki hafta tum aile ziyarete geldi. Anne baba kardes. 15 sene falan sonra yasanan ilk aile gezisi. Su amerikan filmlerinde hep beraber bir station wagonun icinde buyuk kanyona giden baslarına olmadık seyler gelen insanlar geldi aklıma hep. Basta nasıl olacak diye cekinmistim. Birbirinden zor 4 insan aynı arabada gunler gecirecek. Kesin basımıza bisey gelecek. Ehh aramızda gozluklude olmadıgına gore en sisman olan yanı ben giderim diye dusunuyordum. Ama olmadı cok keyifli gecti. Ne arabada beraber sarkı soylenen film kareleri oldu nede histeri nobetleri kavgalar. Tam tadındaydı. Tadı damagımda kaldı. Ama yinede bir ara inegolde calısabilirim bunun nesi kötü ki diye dusunen ben gercege bir adım daha yaklasıp. Hala hayattayken olmaz die soz verdim kendime gorucez...

Ehh sonrasında cok eglenen herkez gibi kendime döndüm. Cok savsakladım uzun zamandır kendi canımı sıkmıyorum diyip bu ise kostum. 5 gunluk izin ardından kopek gibi calısmak. Capkınlık ugruna maymunlasmak soysuzlasmak. Birbirini izledi. Neyse sonra karar verdim. Hayatımın kara sayfalarını temize cekmeye. Bu tabiiki kendimi aklama girisimi deil. Oylesi yeterince acılı olmaz. Oturup tum acı verenleri tek tek hatırladım. Kabuk tutmusların kabuklarını kaşıdım. Hepsini alt alta yazdım. Ama toplamadı. Ayrı ayrı hesapladım. Sonra oturup nie dusundum. Cevap kolay.

Bu salak hayatta hep tenefus yasıyorum hiç yok canımı sıkacak bir derdim. Hep okul bahcesinde kosturmaca. Ee sıkıcı bir dersin sonunu beklemedikten sonra. Derste delirip gerilmedikten sonra sonraki dersin birazdan baslıyacak olması kaygısı olmadıktan sonra tenefuste olmanın ne anlamı var. Hayat bana sıkıntı vermezsen kendi sıkıntımı yaratıyorum. Kolay oluyor tafsiye ederim.

Neyse yeni hafta yine bir barda oturup karanlık sayfaları temize cekicem. Taki biri gelip benimle konusana yeni bir sacmalıgın icine sokana kadar...

locomundo


Yunanistana geldiimden beri ilk kez adam gibi muzik dinledim. Yine hadi gidiyoruz cumlesini takip eden nereye sorusu olmadan düstüm insanların peşine. Konser.. grup ismi locomondo. Cok alımlı. -Neciymis bunlar... –regi yapıyorlarmıs ska yapıyorlarmıs; eski yunan turkulerini skaya regiye cevirmisler. – cok sıkıcı geldi kulaga olsun buraya kadar geldiksek girelim....

İcerisi şölen. Oyle cılgın bir kalabalık yok. Yunanlılar kıl oluyormus bunlara ağzına sıcıyosunuz guzelim(????) eski yunan sarkılarının die. Sahneye cıkıyorlar cok keyifliler once iki saksafon iki gitar bir bas bir klavye bir davul. Sonra sonra azıyorlar. Bir keman cıkıyor. Baslıyor eski acıklı bir yunan ezgisi calmaya. Gayda yada tulum eslik ediyor. Aradan kaval cıkıyor. Trobonlar trampetler. Davullar mızıkalar adını bile bilmedigim biton calgı... regi baslıyor ska baslıyor. Festival gibi. Solistin azında bir duduk zıplayıp duruyor. En cılgın partide bile kımıldamayan yunanlar kendinden gecmis. Herkez bir oyana bir buyana zıplıyor. Yunanistanda bu cok sasırtıcı. Ama istemesende muzik seni hareket ettiriyor. Yanımdaki kız anlatıyor sonraki sarkıyı. “Yemisim kadınları kimin derdiki gibilerinden bir sarkı. Sararım iki cigara acarım playstationımı pro6 yı sabaha kadar esrar ps.” Sarkıyı tuttum. Sonraki sarkılar daha keyifli. Sanal sekse giydiren. Yunanistan hic sogumaz cıplak dolanalım gibilerinden sarkılar. Bu arkadaslar bu isi orenmek icin bir miktar jamaikada yasamıslar. Bob marleyin ruhunu şad etmeden gecmiyorlar. Cok eglendiler o aksam bende cok eglendim. Yunanistanda bile cok tanınmıyorlar. Ama bir yerlerden bulursanız dinleyin derim keyifli adamları

5 Kasım 2007 Pazartesi

Party Animal...


Eksi sozluk soyle diyor bu baslık altında

*sabaha kadar dans etme potansiyeline sahip kişilere verilen ad. bunlar abartmışlardır her gece dışarı çıkıp, şafak ağırana dek dans ederler. hiç bir parti kaçırmazlar. bir kısmı -muhtamelen çoğu- boş insanlar olup, tek özellikleri partiden partiye akma olabilir.

Ve onun akabinda bide soyle diyor

*partilere alkollu dansli ortamlara gitmekten zevk alan ve aldiran insanlara denilen ingilizce bir sifat.

Simdi dans etmekten hoslanmayan ve insan saglıgı icin bu eylemim cok zorda kalmadıkca kullanmayan.(zorda kalmaktan kasıt vahsi bir hayvan saldırısına karsı savunma amaclı yada dugunlerde zorla oynatılma gibi olaylar) bir hilkat-ı abideyim. Ama niyeyse yunanda pek alıstım bu parti ortamlarına. Hafta sonu bilmem kac derece atesim oldugu halde surekli ilac kullandıgım ve halsiz oldugum halde selanige partiye gittim. Ve kurduum cumleye kendim bile inanamadım. “bu parti kacarmı olm” Tabiiki hala dans etmiyor karizmayı ve insan saglıgını koruyorum. Ama yasananlar cok keyifli sarhos olanlar (ben dahil neredeyse herkes) dusup kalkamayanlar, gaza gelip soyunanlar, gece yanlız uyuyamayacak kadar sarhos olanlar. İste bu son maddeye dahil insanlara eslik etmek buradaki en onemli eglencem.tabii bunuda sadece gonulluluk kisvesi altında yapıyorum.

Bide bu partiler bana cok sey kazandırdı bilgi olarak. Assagıda ogrendiklerimi sıralıyorum.

*içmek pahalı bir eylem.

*sen sarhos olursan herkes sabah sana guler, hep beraber sarhos olursak adı super eglendik olur

*tum dunyadaki sarhoslar aynı.

*tum dunyadaki kadınlar aynı.

Ve simdi hatırlamadıgım bir cok sey ama son madde gercekten ibret verici. Ustadlardan biri yanlıs hatırlamıyorsam mark twain soyle buyurmus “Tanrı erkeği yarattı, sonra da sıkılmasından korktuğu için ona kadın verdi. Kısa bir süre sonra Tanrı pişman oldu ve kadının erkeğin canını sıkmasından korkup, ona tütün yolladı”

Neyse bu kadın olayı canımı sıkmaya basladı. Kendimi tum kadınlardan uzak. Erkeklerden (tabiki gay olmayanlardan) kurulu bir adada ilme bilme vermek istiyorum.

29 Ekim 2007 Pazartesi

flut



Kelimeler yada onlarla kurdugumuz cumleler ne kadarda yetersiz duyguları anlatmaya. Ne kadar sinirli yada ne kadar mutlu oldugumuz anlatmak için onlarca kelimeden olusan cumleler kuruyoruz ama hala biseyler eksikmis gibi geliyor hic anlatamıyoruz içimizdekileri. Başka bisey kullanmalı cümlelerden başka bisey. Belki müzik. Yanımda flüt taşıcam artık. Sevgiye ihtiyacım oldugunda yavşakca bir melodi tutturup birinin sacımı oksamasını beklicem yada birine ne kadar kızdıgımı anlatmak icin carmina buranadan daha acımasız bir parca calıcam kacacak delik arıcaklar. Yoksa turkce inglizce yada herhangi bir dil yeterli deil duyguları anlatmak icin.

Nerden geldi bunlar aklıma. Gecen biri hayatımda duydugum en guzel iltifatı fısıldadı. Cok dengeli birisin. Ne kadar guzel bir cumle. Daha once birkac kez cok yakısıklı cok cekici ço zeki oldugumu dusunmustum. Sonra biraz bekleyince gecti tabii. Ama dengeli biri oldugumu hic düsünmemistim. Cok hosuma gitti. Ama cevap veremedim. Kabaca tesekkur ederim desem dengeli kişiligime zeval gelebilirdi. Cok yetersiz olurdu bir kac dakika once parasını odedigim birayı getiren adamada tesekkur etmistim. Farklı bisey yapmak gerekiyordu. Ama bulamadım Soyleyecek bisey. Evet oyleyim diyip geyige vurdum. Ama cok icimde kaldı. Keske yanımda flütüm olsaydı ve calmayı bilseydimde mutlu sevincli melodiler ufleseydim onun icin..

Neyse kuzeydeki arkadasların icine su serpecek bir haber vereyim bide buralarda sogumaya basladı. kaloriferi acıyoruz sabaha karsı soguk oluyor diye bazen.:)

Bide bazen dogru yerde oldugumu hissediyorum. İşe 12de gidiyorum. Hava guzelse bu havada calısılmaz die ofisteki gazlayıp rakı içmeye kandırıyorum. Gece ictikten sonra paça içmeye gidiyorum mesela. Lokantaya gidip pilav ustu ciger yiyebiliyorum. Hem uzagım oradan hemde sevdigim seyleri yapmaya devam edebiliyorum. Bu aralar cok iciyorum cok geziyorum. Ozume donmeli kendimi sıkıntıya sokmalıyım. Dert etcek biseyler bulmalıyım. Boyle lay lay lom hayatmı olur. Evs dediin yan gelip yatma yerimidir??? Bide insiyatif aldım organizasyona site yapıyorum. Cok onemli bisey yaptıgımı dusunduklerinden ve yaptıgım işten zerre kadar anlamadıklarından. Cok saygı duyuyorlar. Bir dedigim iki edilmiyor bu aralar. Kahvem ayagıma kadar geliyor. Yok yok dogru yerdeyim...

20 Ekim 2007 Cumartesi